12 Nisan 2012 Perşembe

KINAYA, TAVUKLARA, TREN İSTASYONLARINA...


(Nightwish - The Escapist eşliğinde okunmalı)*




"ben bir anıyı ağırlamakla geçen hayatlardanım" 

(Haydar Ergülen - Kuzguncuk Oteli şiirinden)

Aklımda yarım yarım cümleler var. Hangisini tamamlamaya kalksam diğerini yitiriyorum... Ümitlerimiz tavuklara benziyor, her akşam başını sokacak bir kümesin hayaliyle  dolaşan... Sonra kuş gribi diyerek, virüs bulaşsada bulaşmasada, yokedilecek tavuklar gibi umutlarımız... Planlayabildiğimiz hiçbir şey yok hayatta... 

Yazgı denen şey avucumuzdaki kına... Kına silikleştikçe izlerde kayboluyor... Hintliler,  kaderin en fazla farkında olanlar, ellerindeki kınalarla ve yaşamlarında kabullendikleri kastlarla... Ama engel değil hiçbir şey kadere ve yanmaya... 




Bazen kendinden kaçar insan en derinine saklanır, öyle zamanlarda Enveriye istasyonu gelir aklıma... Gelmesi muhtemel, gecikmesi kesin, İç Anadolu Mavi trenini beklediğim o saatler... Gecenin 3:00'ünde gelecek tren 06:00'dan önce hareket etmez... Ama bunu bilirsin ve beklersin, geç gidemezsin, trenin gecikeceğini bile bile... Yazgı denen şey budur en çok; başına gelecek olanları bilerek yaşamak... Taamüden cinayete, Marquez'in Kırmızı Pazartesi'sine benzer, nefes alıp vermek... Küçük ümitler vardır tavuklara benzeyen... Ama her tavuk bilir akıbetini insandan daha fazla...





"sen bu çocuğu bir yerden hatırlıyorsun
ben bu çocuğu bir yerden unutmalıyım" (Haydar Ergülen - Kuzguncuk Oteli şiirinden)

Yaşamda aşkın olduğu anlarda, zaman ve mekan değişir yalnızca... Herhangi bir fotoğrafa uyguladığın efektir aşk... Güneş ışığında başka bir ışıkla görür olabilmektir... Keskinlikler kaybolur, gölgelerle aydınlığın sınırları belirginleşir... Aşk değil yalnızca hatırası, hayali veya gölgesi bile yeter dengeleri bozmaya... Uzaktan uzağa dağ çileklerinin ve yağmurun kokusu gelir, aşktan sonra bile, hep o kokuyu ararsın... 

kınalı bir el, 
geçen günler...
kaçan trenler...
tavuklar...
küçük buzağılar...
umutlar...

hepsini birbirine bağlayan ben...

beni zamana bağlayan iplerse ne kadar gevşek...



"kim taşınsa çıkamıyorum içimdeki evden" 

(Haydar Ergülen - Kuzguncuk Oteli şiirinden)

                                                         *Nightwish - The Escapist 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder