4 Ekim 2012 Perşembe

EYLÜLDEN SONRA



EYLÜLDEN SONRA

" eylül toparlandı gitti işte
  ekim filan da gider bu gidişle
  tarihe gömülen koca koca atlar
  tarihe gömülür o kadar
                                      Turgut Uyar


Ömrümüzden bir Eylül daha geride kaldı…



Sen nisansın daha, ben sarı eylül 


Sen goncasın açan, ben kuruyan gül 


Sen alev alevsin, ben savrulan kül

Saçıma ak düştü, yüzüme yıllar 


Bahar sende kalsın, bende acılar


Gidenler dönmezler, beni bekleme 


Kalmasın hatıram, resimleri isteme 


Elveda diyorsun, sakın gel deme


Saçıma ak düştü, yüzüme yıllar 

Bahar sende kalsın, bende acılar

Güfte: Yaşar Bedük
Beste: Bekir Mutlu
Makam: Aşkefza

Sevmek zamanı…

Halil Meral'i hayatından uzak tutmaya çalışır, onun resmiyle yetinmeyi bilir çünkü... Meral bu duruma itiraz eder, o bunu anlamaz aşkta ve yaşamda yetinmek nedir bilmez... Bu yaman çelişki onları ölüme kadar taşır; Başar'ın kurşunları aslında toplumsal sınıfın reddedilişinedir... Sahip olmaya alışmış bir ruh haline Halil'in şahsında itiraz eder yönetmen... Öncelikle bir direniştir aşka rağmen bir direniş; sevmek zamanı... Ama yaşam onu kendine çekmeyi başarır Meral kılığında... Meral'in resmi yetmez bir andan sonra... Ölümün/cezanın resimden vazgeçildiği anda gelmesi de alt sınıftakilerin üst sınıfa ait tasavvurdan vazgeçip gerçeğin peşinden gittiğinde yaşadığı yok oluşun bir simgesidir. Sevmek zamanını sınıfsal bir film gibi değerlendirmek filmin derinlikli, duyarlı bakış açısına haksızlık olacaktır. İçinde barındırdığı derin sembolizm, ışık/gölge oyunları, siyah beyaz pelikülün verdiği melal duygusu, resim tadındaki kadrajlarıyla sevmek zamanı şimdi çok uzak olduğumuz bir duyarlılığın da filmi... Türk sanat müziğinin tınıları gibi filmde uzak bir çağın seslerini hissedişlerini yansıtıyor... Bir tereddüdün romanının yazıldığı günleri bugünün kararlı, herşey hakkında konuşan (bilen/yorumlayan) insanlarına anlatmak güç bir iş... Aşkı bir resme sığdıran yüreği günümüz koşullarında kavramak elde etmediğini yok sayan bir dünyada duyumsamak oldukça zorlu bir gönül yolculuğu gerektiriyor. Metin Erksan'ın bize gösterdiği o İstanbul kadar uzak , o insanlar, o anlayış...



Sonra kaç Eylül daha geçer sevmek zamanının üstünden kimbilir… Aşkı örtecekse eğer bir şeyler bu en çok hazan yapraklarına yaraşır…





Bir Eylül getirdi sevgini bana

İçime bir ateş düştü ki, sorma

Yıllardır açmayan gönül çiçeğim

O sefer bir açış açtı ki, sorma

Yaklaşınca her yıl halâ titrerim

Sevmek zamanına Eylüldür derim.


O hazan gözlerin hüzün yerine 

öyle bir sevinci seçti ki, sorma

Susayan yüreğim su yerine

Bir kadeh sevgiyi içti ki, sorma

Yaklaşınca her yıl halâ titrerim

sevmek zamanına Eylüldür derim.

Güfte: Hüsamettin Olgun
Beste: Avni Anıl
Makam: Nihavend