9 Temmuz 2013 Salı

ZALİM – MAZLUM KISIRDÖNGÜSÜ







“zalimin zulmü varsa…”



Her günümüze bir acının gölgesi düşer bu topraklarda... Her gün bir yas vardır… Bu ülkede zulüme alkış tutanların diliyle söylemek gerekirse bir gün onların anneleri, bir gün bunların anneleri ağlar. Sonuçta herkesin ağladığını kimse anlamaz bir türlü…Bütün bir ülke ağlıyor diyemezsiniz, izin vermez size bu dil… Zulüm; nereden ve kimden gelirse gelsin fırtına biçmeye mahkumdur. Her Firavun'un bir Musa'sı vardır, doğrudur.  Musa gibi yola çıkıp Firavunlaşmaksa bu memleketin en büyük ıstırabıdır. Güçle sınanmak sınavların en büyüklerindendir...Güce teslim olmak değil gücü hakkıyla taşıyıp zamanı gelince teslim edebilmektir büyüklük... Örneğin; Tolkien'in "Yüzüklerin Efendisi" bunu anlatır... Güce sahip olmak değil onu taşıyabilmektir aslolan...

Bir Apache kabile şefi adı Gokhlayeh... Yani esneyen adam... Bir gün evine döndüğünde annesi, eşi ve 3 çocuğunun İspanyollarca öldürüldüğünü görüyor... O günden sonra "esneyen adam" bir Kızılderili efsanesine dönüşüyor: Geronimo...

Hepimiz sıradan adamlar ve kadınlarız, esneyen adamlar ve kadınlar… Zulüm kahramanlığın annesidir. Dün de bu ülkede bu yaşandı, bugünde yaşanmaya devam ediyor, edecek de… Toprağa düşen her damla gözyaşı dünyanın eksenini biraz daha kaydırır, toprağa yük olur, dünyaya yük olur… Mazlum ile zalimin rolleri en çabuk değişen rollerdir… Yeter ki aynı hamurdan olsunlar karakterleri…

Şiddeti mantığa bürüdükçe, kabullendikçe içselleştirdikçe, bizden olmayanlara karşı olduğunda haklı sebepler buldukça aslında kendi zalimimizi büyüttüğümüzü, mazlum olmak için sebepler bulduğumuzu fark etmeliyiz… Nefret ettikçe nefretimiz artar küfür ettikçe küfrümüz öyle ki nefretimizde boğuluruz da farkında bile olmayız… Bu bir kısır döngüdür. Tek yolu ise birinin şiddetten vazgeçmesidir ancak… Kızıldeniz’in ortadan ikiye yarılıp bir yola dönüşmesi için Musa gibi Firavuna sırtını dönmek gerekir.

Ülkemizdeki tüm etnik, dini, siyasal kaynaklı farklılıklarımızı bir üstünlük vesilesine dönüştürmek yerine bizleri Yaratan’ın bizim farklılıklarımızı sevdiğini anlamalıyız artık. Birbirimize benzememiz değil benzemememizi dilemiş Yaratan; tıpkı doğadaki gibi… Allah mütenevviliği sever… O’na inananlar ona karşı çıkmasınlar artık… Esneyen adamların hepsine selam olsun